Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Buda Size Yemeğe Gelse
Yazar: Hale Sofia Schatz
Çevirmen: Suğra Öncü
Yayın evi: Sistem, 2005
Hale Sofia Schatz, Türk kökenli Amerika’da yaşayan bir beslenme uzmanı. Yazar, Buda’nın akşam yemeğine size geldiğini hayal etmenizi istiyor ve ne ikram edeceğinizi düşünmenizi istiyor. Büyük olasılıkla, hamburger ve patates kızartması almayacağınızı, önce gidip ayrıntılı bir şekilde alışveriş yaparak, en taze, en güzel besinlerden kendi ellerinizle bir sofra kuracağınızı söylüyor.
Her ne kadar Buda olmasanız da siz de çok değerli bir varlıksınız. Peki siz neden kendinize her gün, her öğün böyle özenle yaklaşmıyorsunuz?
Bir bahçe; kendisine bakan, gübre veren, tohum eken
ve devamlı bakım sağlayan bir bahçıvan olduğunda
büyüyüp güzelleşebilir.
Yazar aynısının insanlar için de geçerli olduğunu ve ancak bizi besleyen yiyecekler tüketirsek, aktiviteler ve ilişkiler içerisinde olursak hayatımızın zenginleşeceğini ve anlam kazanacağını, o şekilde büyüyebileceğimizi söylüyor. Yüksek tuz ve şeker içeren, işlenmiş besinler tükettiğimiz zaman hareketsiz bir yaşamın içine kendimizi hapsedip, her ne kadar güvende hissetsek de değişime kapatmış oluruz.
Bizi ileriye taşıyacak besinler aslında aşermediğimiz besinler. Siz hiç durmaksızın canı sebze, bakliyat ve balık çeken birilerini gördünüz mü? (Hamileler hariç)
Siz bedeninizi uygun bir şekilde beslemeye başladığınız an, pek çok fiziksel değişiklik ortaya çıkar. Daha fazla enerji, zihin açıklığı, daha iyi bir sindirim, kilo kaybı, alerjilerin azalması ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi gibi…
Aynı zamanda ruhsal ve duygusal dünyanızda da değişiklikler olur.
Sağlıklı beslenmeye başladığınızda
size zarar veren ilişkileri ve davranışları da yavaş yavaş hayatınızdan ayıklamaya başlarsınız.
Canınız çekip sağlıksız besinleri yediğiniz zaman da sadece bunun farkında olmanız bile ileride o sağlıksız besinleri daha az tüketmenizi sağlayabilir.
Tabii bu kendini düzgün bir şekilde beslemeye başlama, şipşak değişiklikler yaratmaz. Yavaş, istikrarlı, sağlam ve ömür boyu kendinizin keşfiyle devam eden bir süreç olmalıdır.
Aslında kimi besliyorsun?
Beslenme uzmanı ve yazar Hale Sofia Schatz, düşünmeden yemek yemeyi salt yemek olarak adlandırıyor. Bedenimizin ihtiyaçlarına göre bilinçli seçimler yapmayı ise beslenme olarak tanımlıyor.
Schatz bir de, her gün günde en az iki veya üç kez yemek yiyebildiğimiz için, her gün ve her öğünde kendi içimize dikkat etme imkanı doğduğunu vurguluyor. Ortalama bir insanın bir gün içerisinde en az 15 kere bir şeyler yiyip içtiğini var sayarsak, bu 10 sene içerisinde 54.750 kez içe bakış ve farkındalık anına tekabül eder.
Kendimizi beslerken öncelikli olarak kendimizin değerli olduğuna inanmamız ve kendimizi kaliteli yiyeceklerle beslemeye değer bulmamız gerektiğini söylüyor.
Siz, ruhunuzu ve bedeninizi beslemeye başlayınca yine sabahları kalkacak, işe gidecek, çalışacak ve uyuyacaksınız. Günlük rutininiz aynı kalacak ama hayatınızın daha anlamlı bir hale geldiğini hissedeceksiniz.
Yaşam bir hediyedir, hiçbir anını boşa harcamayın.
Beslenmenin püf noktaları
Yemek yediğimiz zaman besinin temel besleyici öğeleri yanında, o besinin özünü de yemiş oluruz (Nasıl yetiştirildiği, nasıl hasat edildiği, nasıl depolandığı, nasıl taşındığı, nasıl pişirildiği ve paketlendiği vs. gibi).
Organik sebzeler, kuruyemişler, taze balık gibi besinler bütünlüklerini korudukları için, özleri canlı kalır. Ama siz bir besini işleyip doğal özelliklerini yok ederseniz, o canlı özü de kaybolur. Mesela bir patates cipsiyle fırında taze pişirilmiş bir patates aynı tadı veriyor mu?
Cansız yiyecekleri yemek bedenimizi ve ruhumuzu da donuklaştırır.
Canlılığını kaybetmemiş besinler ise bize enerji verir, bedenimizi, ruhumuzu uyandırır ve hayatımıza anlam katar. Beslenme uzmanı Hale Sofia Schatz, hayati öz içeren yiyecekleri şöyle sıralamış; mevsiminde sebze ve meyveler, (glutensiz) tam tahıllar, kuruyemişler, baklagiller, deniz balıkları, organik tavuk ve yumurtası, et ve süt ürünleri (hormonsuz ve antibiyotiksiz), zeytin ve zeytinyağı, deniz bitkileri (deniz börülcesi, yosun).
Schatz, mevsim dışı sebze ve meyveleri yemenin insanda, yorgunluk, direnç düşmesi, kilo alımı ve sindirim problemlerine neden olduğunu söylemiş. Bu tabii ki mevsiminde olsa da çok fazla tarım ilacı kullanılmış ve bulunduğu yerden uzaklara taşınmış yiyecekler için de geçerli. Schatz ayrıca, akşam saat 7’den sonra yemek yememeyi öneriyor (16 saat açlık/ aralıklı beslenme).
Proteinden zengin yiyecek yendiğinde hemen akabinde meyve yenmemesini ve tahıl ürünlerinin ya tek başına ya da yalnızca sebzeyle yenmesini öneriyor.
Deniz bitkilerinin (deniz börülcesi, yosun, kaya koruğu) vücudumuzun mineral ihtiyacını karşılayacak düzeyde kalsiyum, iyot, demir, fosfor, potasyum ve diğer eser elementleri içerdiğini ve bunların sık tüketilmesini söylüyor.
Şeker ve glutenin bağımlılık yapar,
gününüze bunlarla başlarsanız gün içinde yemeye devam edersiniz!
Yazar, özellikle sabah kahvaltısında protein, yağ ve sebzeden zengin beslenilmesini tavsiye ediyor.
Düzgün beslenmek için bir iki hafta süreyle işlenmiş ürünler, şeker, alkol, kafein, kırmızı et, süt ve süt ürünleri tüketmeyin.
Bu sırada bol bol bitkisel çay için.
Ruhunu uyandır
Hayatınızı değiştirmek için sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak ve buna bağlı kalmak hemen ertesi gün değişimleri gerçekleştirmez. Sabırla bu düzene uymalı ve kendinize karşı verdiğiniz sözleri tutarak uzun vadeli dönüşümleri beklemelisiniz.
Beslenme uzmanı Hale Sofia Schatz da, öncelikli olarak hayatınızdan şeker, buğday, işlenmiş ürünler ve kafeini çıkarmanızı öneriyor.
Özellikle sizi devamlı rahatsız eden, eklem ağrısı ve burun tıkanıklığı gibi yakınmalarınız varsa, daha da dikkatli olmanızı tavsiye ediyor.
Size dokunan bu yiyecekleri yemediğimiz zaman vücudunuzda büyümeye ve değişime yer açmış olursunuz.
Aynı yüzmeyi veya bisiklete binmeyi öğrenir gibi, ilk başlangıçta, daha dikkatli olmanız gerekebilir ancak bu düzeni bir yaşam tarzı haline getirmeyi başarabilirseniz aslında hiç de düşündüğünüz kadar zor olmadığını görebilirsiniz.
Zihniniz ve bedeniniz dengede olduğu zaman, hayatın çok daha kolay yaşanabilir hale geldiğini görürsünüz. Ama bu denge statik değil, dinamik bir süreçtir. O nedenle, dengede kalmak için dış etkenlerle uyum içerisinde ilerlemek sizin elinizde.
Bu denge bir son değil, yolun kendisi.
Yazardan bir tarif
Beslenme uzmanı Hale Sofia Schatz, kitabının sonunda birbirinden lezzetli ve sağlıklı tarifler de paylaşmış. İşte onlardan bir tanesi:
Avokadolu ve kırmızı soğanlı salata (Guakamole)
*4-6 kişilik
*Hazırlama süresi: 20 dakika
*Mevsim: İlkbahar, Yaz, Sonbahar
*Malzemeler:
Küp küp kesilmiş 2 adet olgun avokado
İnce ince, yarım ay şeklinde kesilmiş orta boy bir kırmızı soğanın yarısı
İnce ince kıyılmış 1 jalapeno (Tercihen)
1 limon
Tuz ve taze öğütülmüş karabiber
Taze yeşillikler
Hazırlanışı:
-Geniş bir kapta avokado, kırmızı soğan ve jalapenoyu karıştırın.
-Limon kabuğunu bir sebze soyacağı veya bıçak yardımıyla soyun ve jülyen şekilde doğrayın. Sonra limonu ikiye bölün ve suyunu sıkın.
-Limon kabuklarını, limon suyunu, tuz ve karabiberi avokado ve kırmızı soğanlarla bir araya getirin ve karıştırın.
-Hale Sofia Schatz, son olarak karışımın üzerine esmer su yosunu (kelp) taneleri ekleyerek yeşilliklerin üzerinde servis ediyor.
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.